Katı şampuan ve koltuk altı için deodorant yerine doğal kremle sürdürülebilir bir yaşam mümkün savunmasını hayata geçirmeye başladık. Ülkemizde ekolojik olarak ne varsa çok pahalı. Yerel üretimler artsa da ham madde, kullanılan her şeyin pahalı olması erişilebilirliği engelliyor. Ne zamandır düşündüğümüz şey kullandığımız ürünleri değiştirmekti. Bunda ana fikir zararlı olmaları ve doğanın yok oluyor olması. Hep konuştuğumuz şey “doğa ölüyor” fakat bu sesleri çıkarmaktan daha fazlasını yapmamızın da zamanı geçiyor.
“Bu yazıda marka adı vereceğim ama reklam değildir. Araştırıp da parayla aldığımız ve sonuçları sevdiğimiz için severek marka adı belirteceğim ki yerel işletmeler daha da ulaşılabilir olsun. Ayrıca reklam olsa seve seve belirtirdim. Ana motto zaten kullandığımız şeyleri doğal olanla değiştirip doğayı daha az kirletme olacak. “
Katı şampuan nedir?
Katı şampuan, normal şampuanlara doğa dostu bir alternatiftir. Formu bildiğimiz sabun gibi fakat sabundan alkali oranı olarak farklıdır. İlk denediğimde bolca köpürmesini beklemiştim fakat tam olarak araba yıkama köpüğü gibi bir köpük çıkıyor. Yoğun bir kıvamda, güzel kokulu. Bizim aldığımız “NaturaMisse‘nin katı şampuanı ve bu linkten inceleyebilirsiniz. İlk görüşte boyutu çok ufak hemen biter gibi geldi bana. Yıkandıkça fark ettim ki hemen erimeyecek, yine güncelerim ilki bitince. 🙂 Aranızda kullananlar varsa marka ve ya görüşünü yazabilirse harika bir kaynak olacaktır.
Katı Şampuanın Faydaları
Yukarıda biraz bahsetmiş olsam da hem okuduğum hem de deneyimlediğim faydalarını ekliyorum. Katı şampuanın faydalarının arasında en önemsediğim; saçınıza, vücudunuza içinde ne olduğunu bildiğiniz bir şey değecek olması ve bunun çözünebilir bir bileşik olması. İleriye dönük “Kırsal Yaşam Hazırlıkları” yazı serimde anlattığım kırsala bir ev inşa etme hayalimiz için de bazı değişimler gerekmekte ve onlardan en ilki atık yönetimimiz olacak. Bunun yanı sıra ambalaj gerekmediği için plastik tüketmeden şampuanınızı kullanabilirsiniz.
Sürdürülebilir yaşam geçişini bloğumda yazı serisi olarak yazacağım. Burada sizi bir şeyi satın almaya değil fikren daha iyi ve güzele yönlendirmek istiyorum. Doğayı korumamız kendimizi korumamız haline geldi. Yönetim, ülke gidişatı, kötüleşen hatta kalmayan insan ilişkileri ve en sonunda da tamamen kopan insan-doğa ilişkisi bu konuları hayata geçirme de az vaktimizin kaldığının en büyük işareti.
Doğayı ben mi kurtaracağım!
Evet. Bildin. Sen, ben ve o kurtaracak. Biz kurtaracağız. Değişim kendinden başlar klişesini tam olarak buraya ekliyorum. Gerçekten öyle. Bir işin gerçekleşmesi için bazı evren kuralları var (evren kuralları; yazar tarafından atılmış bir iddiadır). Bu kurallardan bazıları; iyiye odaklan, iyi düşün, değişim kendinden başlar etrafına yayılır, iyilik gibi. En ufak birkaç değişim bile onlarca plastiğin doğaya salınımını engeller.
Günümüzde elektrik, su kaynaklarını kullanırken çok da düşünmüyoruz. Parasını ödemediğimiz neresi varsa öncelikli fikrimiz doğa olmuyor. Gereksizse söndür mantıkı, ben ödemiyorum nasılsa ile ölümüne kapışır. Bu hızla ilerlersek söndürmemiz gereken bir gücümüz kalmayacak. Şimdi hayali gelse de Dünya üzerinde enerji için füzyon çalışmaları hızlandı.
Son olarak..
Bu değişimleri bütçe dostu ve olabildiğince az tüketen kişiler olarak devam ettirmeyi istiyoruz. Kompost, mutfak atıkları geri dönüşümü gibi bir sürü konuya bu seri içinde değinip, deneyimlerimizi yazacağım!
Daha bugün ahşap ev videoları izlerken “Naturalflow” markasının elektrik, su olmayan yani kırsal alanlarda gider ve gri su yönetimi üzerine geliştirdiği ürünleri gördüm. Dış görünüşü bildiğimiz büyük bidon ama içinde doğayı taklit eden bir sistem var. Yığınlarca derdimiz bir gün biterse aramızdan, bizler bu tarz yapıcı işlere girişebilir, kendini geliştirirken doğaya da katkı sunarız umuyorum. Bir sonraki yazıda görüşene dek kendinizi çok sevin, bir ağaca sarılın, bizden de çok selam söyleyin.. Selam demişken buraya kadar okuduysan, yorum kısmına bir selam, görüş bırakabilirsin, çok da güzel olur! 🙂
