Blogda en sevdiğim şeylerden birisi keyif alarak okuduğum, izlediğim vb. şeyleri önerdiğim yazılar yazmak! Böylelikle hem ufak ama niş kitlemin seveceğini biliyorum hem de sevdiğim blog, YouTube kanalı vb. ne varsa az da olsa Google gözünde biraz daha değerleniyor! Değer katan sitemin yeteneği değil, Google tarafında ne kadar çok bulunursanız, sizin adınız, sitenizden ne kadar bahsedilirse o kadar üst sıralara ilerleyebilirsiniz!
Bu teknik detayı hızla geçip direkt blog önerilerimi sıralamaya başlıyorum! (önerdiğim ve sizin de “ee bu güzelmiş” dediğiniz bloglara gidip e-posta listelerine katılmayı unutmayın. Yine unutmayın ki bir bloğun yegane şeyi e-posta listesinin (yeni yazı yayımlanınca haberi olup, okuyan ilk kitle) büyüklüğüdür! Heyt be.
Bu blogun e-posta kayıt kutucuğunu aşağıya bıraktım! (ne reklam ama).
OitheBlog
OitheBlog‘la başlamak istedim. OitheBlog İdil ve Öykü! Üniversite zamanlarında Türkiye’yi gezerken evet evet taa o zamanlardan beri bloglarını okur, takip ederim. Yazının altına tüm linklerini ekleyeceğim. Son zamanlarda geç yakaladığım podcast serileri “Gülünecek Bir Şey Göremiyorum” a fena sardım. Ofiste kulağımda dönen muhabbetler sürekli enerji ve farklı bir bakış katıyor. Onlar iki arkadaş konular üzerine laflıyoruz dese de, 3. kişi olarak direkt yanlarındayız gibi bir sinerji var (benim favorim kesinlikle, Süzme Yoğurtlu Yaprak Sarması bölümü). Podcast olayına yine değineceğim, öncelik blogun!
Blogun footer’nda (en alt bilgi kısmı) İsmail Türüt’e olan atıfa çok gülüyorum, mutlaka bakın.
Oi ne demek diye düşünüyorsunuz değil mi? Oi’nin anlamı argo olarak birçok dilde “hey!” demekmiş. Hatta burayı tıklayarak “hakkında” kısmından en çok sorulanları ve fazlaca bilgiyi de alabilirsiniz. Blog bu aralar aktif değil gibi görünüyor ama onlarca yazı zaten var. Seyahat yazısı okuyup gideceğiniz ülkenin, yerin iyi-kötü detaylı her yönü hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Yazı dilleri çok eğlenceli. Seyahat yazıları öyle az birkaç kelam değil bol anlatımlı ve okuyunca aklınızda görseller oluşturacak cinsten.
Bloglarında okurken keyif aldığım enlerden olan yazı “Evi hastane gibi görünmekten kurtarıyoruz!”. Neden bu diyenler için girişten bir alıntı yapmak isterim. “Biz bu evi zorlaya zorlaya güzel yaptıysak, sizin evi de yapacağız kardeşim, biz OitheBlog’uz, büyük düşünüyoruz…….” devamını okumak isteyenler tık! Demem o ki, samimi ve içten olan her şey çok güzel değil mi?
Podcast dinlemeyi seven birisiyseniz oraya da bir göz atın derim. Bazen çılgın aralar verseler de bir akış var. 🙂 Umarım bir gün denk geliriz ve röportaj, iki lafın belini vb. ne varsa kırabiliriz. Tüm linkleri aşağıda, bir bakmanızı tavsiye ederim! 🙂
“Gülünecek bir şey göremiyorum” podcast için tıkla
OitheBlog için tabi ki, https://oitheblog.com/
OitheBlog instagram hesabı için tıkla
Calico and Twine
Kaetly Anne, gerçek hayattaki “Yeşilin Kızı” bence. YouTube’da keşfetmiştim. Blogu aslında satış sayfası ve burada ürettikleri sürdürülebilir ürünleri satıyorlar. “Calico and Twine” tam olarak Midwest’de bulunan ufak bir işletmedir. Kendi deyimleriyle “basit ve sakin bir hayatın köklerine geri dönme zamanının geldiğine inanıyoruz”. Basit hayat anlayışı yerel üretimler, işleyiş olarak ne tükettiğimiz, ne satın aldığımız ve nereden satın aldığımız konusunda bilinçli olmayı hedefliyor. Ritim olarak daha sakin ve yumuşak bir yaşam şekli. Bloglarında anlattıkları detay çok hoşuma gidiyor.
“Büyük işletmeler daha uygun fiyatlı olabilir fakat küçük ve yerel işletmelerden alışveriş yaptığınızda para direkt işletme sahibine gider ve sevdiği işi yapmaya devam edebilir. Ayrıca yerel işletmelerin ürettikleri daha düşünceli ve dayanıklıdır. Çünkü mutlu müşteri en önemli şeydir” diyor.
E posta bültenine de mutlaka takip edin derim. İstisnasız güzel ve özenli mailler atıyorlar. YouTube videolarında da güzel tonlar, sakin bir akış tamamen huzurlu! Eminim ki izlerken, okurken epey bir ilham verecektir (ee bu ingilizce diyecekler için google translate gerçekten iyi çalışıyor).
Blog, https://www.calicoandtwine.com/
Girl in Calico YouTube kanalı için tıkla
instagram için tıkla
İki blog bu ayın önerileri olarak yeni bir serinin ilk yazısı! Sabahın ilk saatleri ve birazdan işe gidecek birisi olarak ilhamla, sevdiği işi yapıp enerji dağıtan kişilere hayranım. Sevmediğim bir akışta olup ileri dönük hayal kuran birisi olarak inanılmaz bir enerji katıyor bana! Umarım size de benzer hisler geçer ve 1 dakikanız bile iyileşse harika hissettirir! Sizin de keyifle okuduğunuz bloglar varsa yorum kısmında buluşalım! 🙂
instagram’da ben
https://www.instagram.com/seyfidurmaz1/
YouTube kanalım için tıkla
Diğer yazılar için tıkla
